Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ve Milliyetçiler Dayanışma Platformu adına Yaşar Okuyan, ortak bir basın açıklaması için Zafer Partisi Genel Merkezi'nde bir araya geldi. Toplantıya, Yaşar Okuyan, Salih Dilek, Salih Kılıç, Mesude Atılgan ve Mustafa Aydın gibi isimler katıldı.

Yaşar Okuyan, toplantıda kendilerini buraya getiren en önemli sebebi açıkladı. Okuyan, ilk turda kendisinin ve birçok arkadaşının Sinan Oğan'a oy verdiğini ve milletvekili seçiminde de Zafer Partisi'ne oy kullandığını belirtti. Özellikle İzmir'deki adaylar göz önüne alındığında CHP'nin adaylarına oy vermenin mümkün olmadığını ifade etti. Sinan Oğan'ın son hamlesi, milliyetçi kesimde büyük bir infial yarattığını söyledi. Bu durumun seçime katılmama ve seçimlerde daha öne çıkmaya başladığını belirtti. Kendileriyle aynı prensip kararı üzerinde anlaşma sağlayan 64 ildeki arkadaşlarıyla iletişime geçtiklerini ve ortak bir karar almak istediklerini ifade etti. Okuyan, kişisel eleştirileri bir kenara bırakarak milliyetçilerin dağınıklığını önlemek için ortak bir kararla bir araya gelinmesi gerektiğini vurguladı.

Okuyan ayrıca, Kılıçdaroğlu'nun Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'a bir kez daha teşekkür etmesi gerektiğini ve iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Özdağ ile olan ilişkilerinin çok eskiye dayandığını belirtti ancak asıl mesele bu olmadığını söyledi. Seçimde oy kullanacaklarsa ve ortak kararda Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerse, bunun Sayın Genel Başkanın sayesinde olduğunu dile getirdi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ise Milliyetçiler Dayanışma Platformu'nun açıklamasına ve desteğine teşekkür etti. 28 Mayıs'taki seçimin Türkiye için kader seçimi olduğunu belirtti. Türkiye'nin ya bir göçmen ülkesi haline geleceğini ya da Türkiye olarak kalacağını söyledi. Bu durumu bir referandum olarak gördüklerini ifade etti ve Türk halkının Türkiye'nin örtülü istilasına "hayır" diyeceğini düşündüklerini belirtti. Ayrıca, terör örgütleriyle etkili, stratejik ve uzvadeli bir mücadele yürütülmesine tanık olacaklarını söyledi. Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerin devletin kuruluş esasları, Anayasa'nın ilk dört maddesi ve 66. maddesi konusundaki hassasiyetlerini bu süreçte net bir şekilde ortaya koyduklarını vurguladı. Bu değerlerin Türk siyasetinin vazgeçilmez temel ilkeleri olduğunu bir kez daha teyit etti.